Suç ve Ceza!

Özcan Altunkaya

Ömrümün kırk birinci sonbaharı da geçip gidiyor. Kırk bir bahar, kırk bir kış ve kırk bir yazdan sonra geri bakınca ortaokul birinci sınıfta astronot olmak istediğimi hatırlıyorum. Sınıfta bunu öğretmene anlatınca herkes gülmüş, benim de astronot olma hayalim utangaç duygularla son bulmuştu. Lise ikinci sınıfta Suç ve Ceza’yı okuyunca çok heyecanlanmıştım “Tamam ben de Dostoyevski gibi yazar olacağım” demiştim. Ders çalışmakla bulaşık-çamaşır yıkamak arasında geçen lise yıllarımda yazdıklarıma şimdi baktığımda nedense çok komik geliyor.

Üniversite tercihimde pek bilinçli olmasam da iletişim fakültesini seçmiş olmamda belki de yazmak isteğim etkili olmuştur. Fakültenin ikinci sınıfında parasız kalınca başvurduğum İzmir Ticaret Gazetesi’ne hemen kabul edildim. Böylelikle gazetecilik hayatım da başlamış oldu. Fena değildi aslında; iyi haberler çıkarıyordum. Gazetelere manşet, dergilere kapak oluyordu haberlerim. İlk haberimin çıktığı Dünya Gazetesi’nin sayısını hala saklıyorum. Tamı tamına 11 yılını verdim gazeteciliğe. Çok sevdim…

Gazete, dergi, televizyon derken, bir eylül ayının 15’inde artık gazeteci değildim. Patron dergiyi kapatmış, ben işsiz kalmıştım.

İşte böyle başladı benim bu PR öyküm. Eşim doğum yapmıştı, oğlum sadece 1,5 aylıktı, üstüne üstlük bir evimiz olsun diyerek binlerce liralık borca girmiştim. Ekonomik krizin Türkiye’yi teğet geçtiği yıllardı! Bu nedenle olsa gerek ne bir gazete de ne bir başka medya kuruluşunda işe girebildim. Soluğu PR sektöründe aldım.

“Üç ay çalışırım, sonra yine gazeteye dönerim” diye başladığım iletişim danışmanlığı işini her üç ayda bir gazeteciliğe geri dönerim nasıl olsa diye düşünerek sürdürdüm. Ama ben gazeteye geri dönemedim, aradan tam 11 yıl geçti.

PR… Çalışma yaşamanın en afili iki harfi. Eğer iletişim fakültesine yeni başlayan bir öğrenciysen, bu iki harf senin için çok önemli olabilir. Çevrene de hava atabilirsin, büyük süksen olur. Çok havalı bir çevrenin olacağını, iyi para kazanacağını, sosyal bir yaşamın olacağını hayal etmen elbette ki çok normal. Levent – Maslak hattındaki yüksek katlı plazalardan ya da boğaz kıyısındaki villalardan çıkan şık giyimli, her zaman gülen PR çalışanlarını gördüğünde, böyle bir kariyeri seçtiğin için kendinle gurur duyabilirsin. Hatta yakın çevrene işini anlatırken, onlar anlamayacaktır, bundan da hafif haz duyabilirsin. Ama dostum, çalışma yaşamının belki de en afili bu iki harfinden kopup gitmen hiç de kolay olmayacaktır…

Söyle şimdi Rodion Raskolnikov! Söyle… Ömrümün 42 kışına girerken suç belli! Peki ya cezası… Lütfen üç aydan fazla olmasın.